Dışarıdan domuz sesleri duyuluyordu...
260Please respect copyright.PENANAj2EwBsUeRw
İnlemeyle homurtu arasında gidip gelen bu sesler, gecenin sessizliğini yırtıyor, kulaklara sanki derinlerden gelen bir uyarı gibi çarpıyordu. Sanki sürü halinde değil, tek bir canavarmış gibi birleşmişlerdi. Her birinin ayak sesi, öfkeyle çarpıyor; yere her bastıklarında zemin hafifçe titriyordu.260Please respect copyright.PENANA6AcVqWoIEu
Evler sanki yorgun birer nefes alıyor gibi insanları içine çekiliyordu…
Tek tek evlerin kapısını açıyorlardı.260Please respect copyright.PENANA2O9bCsWigt
Kapıların gıcırtısı, ölü bir kuşun kanat çırpışı gibi zavallı ve çaresizdi.İçerde insanın olup olmadığını anlamaya çalışıyorlardı.260Please respect copyright.PENANAUXrvH8Ca2F
Evlerin içindeki hava, yoğun bir korkuyla doluydu. İnsanlar, evlerinin altına kazdıkları daracık mahzenlerde, soğuk taş duvarlara saklanmış halde bekliyorlardı. Nefes almaya çalışırken bile korkuyorlardı…260Please respect copyright.PENANAiCV8BnSO0w
Karanlık, sadece dışarıda değil; içeride, insanların yüreğinde de geziniyordu.
İşte o gece olmuştu.260Please respect copyright.PENANACv9vKGJFqZ
Dokuz günde bir, Tamag açılırdı...Yeraltının o derin, kemikli çukuru.260Please respect copyright.PENANAc2surN4OU4
Ve Erlik krallığından çıkardı...260Please respect copyright.PENANAffFuns0aLm
Ay bu gecelerde saklanır, rüzgar susar, ağaçlar bile kımıldamayı bırakırdı. Çünkü yer, Erlik'in adımlarıyla sallanırdı…
Beslenmesi gerekiyordu.260Please respect copyright.PENANAoI1SzHMMCp
Ve Erlik'i güçlü kılan tek şey vardı: çocuk eti .260Please respect copyright.PENANAhQ0H6LgOAQ
Taze, korkuyla yoğrulmuş, umutla dolmuş ama henüz hayatı tam tanımamış bir ruhun taşıdığı beden. Onun gücü, işte buradaydı...
Eğer halk ona kurban verirse, Erlik'in yere çıkışı ertelenirdi .260Please respect copyright.PENANAP31Qygizhd
Geçici bir rahatlık. Sadece biraz daha zaman…
Bu gece şans Erlik'ten yanaydı…260Please respect copyright.PENANABchiO8lZJA
Bir çocuğun sırtına almış, hızla uzaklaşıyordu...
Çocuk panikten mahzene inememişti.Evin içindeki sandığa gizlenmişti.Domuzlar kokusunu hemen almiştı...Buda onun yakalanmasına neden olmuştu.
Annesi ve babası, çaresizlikten onu kurtarmak için çabalasalar da, her şey nafileydi . Erlik domuzlarıyla birlikte, saniyeler içinde yer altına inivermişti . ..Ailesi onun arkasından bakakalmıştı...
Herkes kulaklarını dikmiş dinliyordu; ne olduğunu anlamaları için sadece dinlemekle yetiniyorlardı...Herkes gizlendikleri yerlerde donup kalmıştı...
Bir süre daha dinlediler...Sessizlikten gittiğini anlayınca evlerınden cıktılar...Şira da onu apar topar saklayan kadınla beraber köylülerin yanına geldi.
Evinden en son çıkan kişi Köyün Kam'ı Sungur Bey'di .260Please respect copyright.PENANAvdJUS7fr8H
Sungur Bey, babayiğit, orta boylu, esmer, güçlü ve bilge bir adamdı… Kam, insanların hepsini topladı ve sert bir şekilde sözlerine başladı:260Please respect copyright.PENANAjv32PRonFs
“Bu düzen, bu şekilde devam edemez. Geleceğimiz olan çocuklarımızı bir bir kaybedıyoruz.Bir çıkar yol bulmak için, atalarımın ruhlarıyla konuşup geleceğim”...
Şira, bu sözleri duyunca iyice şaşırmıştı . O ses… O ses dedesinin sesiydi…260Please respect copyright.PENANAvrrraEkrvp
Neden buradayım? Neden bir Kam olduğunu şimdi öğreniyorum?
Şira adeta bir bilinmezlik kuyusuna düşmüştü…Dedesinin genç halinden birkez daha anladı ki zamanda geriye gitmişti...
devam edecek…
ns216.73.216.176da2