Biz 6 kişilik bir aileyiz , hani vardır ya o mükemmel aile tablosu işe başkalarına göre o aile biziz (böyle ailenin amk alınmaca yok )

4 kız kardeşiz ; Ayperi , Alin , Açelya ve ben lavinia

Ayperi 25 yaşında çok güzel bir kız ama işkoliğin teki . Ünlü bir şirketin grafik tasarımı işilerini yapıyor .Uzun kumral saçları , yeşil gözleri , beyaz teni ve pembe dolgun dudakları ile resmen periye benzer o yüzden ona bu ismi vermişler .

Ondan bir küçüğünün adı ise Alin ukalanın teki 22 yaşında 4 . sınıf hukuk öğrencisidir kendileri . İlk doğduğunda yüzü parlarmış güneş misali , yeni doğmasına rağmen her yerinden asillik akarmış . Ayperinin aksine siyah omzunda biten saçlara , siyah gözlere ve her zaman parlayan yüze sahip .

Açelya umut dolu , rengarenk , neşeli bir kızdır . 20 yaşında radyo televizyon 2. sınıf öğrencisi. Orta boyda sarı parlak saçlara , mavi gözlere ve burunun üzerinde çillere sahip. Rengarenk bir çiçek gibidir ismi gibi fakat aptal sarışın rolleri varya açelya onun gerçek hali.

Ve ben Lavinia şavaşın ortasında açan çiçek . Ben onlar gibi başarılı veya güzel değilim .26 yaşındayım lise terkim , yazarlık ve çevirmelik yapıyorum .

Benim güzel sarı saçlarım yok düz kahverengi saçlarım , buğday tenim , kuru kahverengi dudaklarım ve boynumda ki yıldız şeklinde dövmem var .

***********************************************************************************************

Sağ elimde büyük boy cips paketi diğer elimde ise büyük bir bardak da kola ile odamdan içeri giriyordum ki annemin baskınına uğradım

" Naptığını zannediyorsun lavinia ?" dedi annem bu nasıl bizim kızımız der bakan gözler ile .

" Canım abur cubur çekti " dedim umursamamaz tavırla .

"Hiç aynada kendine bakıyormusun lavinia ha 60 kilo olmuşsun bu ne demek " dedi iğrenir gözler ile

" Ben 168 boyundayım anne kilom boyuma göre gayet iyi ayrıca ben gayet memnunum vücüdumdan . " dedim artık ileri gitmişdi kaç yaşına geldim ona hesap mı vericeğim

" Ama ben memnun değilim anladın mı sana hemen bir liste yazmalıyız sıkı bir diyet ile hemen hallederiz" dedi taramalı tüfek misali

" Senin beğenmene gerek yok ben senin danışanın değilim BEN SENİN KIZINIM " dedim sinirli bir sesle .

" Madem benim kızımsın o zaman ben de sana bu şekilde annelik yapıyorum " dedi platin sarısı saçlarını omzunun arkasına atarak .

" Şimdi mi aklına geldi annelik yapmak , sen git o mükemel kızlarına bak malum ben senin kızın sayılmam . " dedim sert bir sesle

" Şu haline bak kim sevicek seni , seninle uğraşmaktan bıktım anlıyormusun bıktım " dedi öfkeli gözlerle

" Senin sevmeyeceğin kesin , merak etme yarın gidiyorum sevgili ailen ile kalırsın " dedim dediğim şeyle bir afalladı ama kendini hemen toparladı .

" Lavinia ben öyle demek iste-" cümlesi benim lafım ile yarım kaldı .

" Boşuna üzgünmüş gibi davranma " yanından sıyrılarak odama girdim .Kapıyı kapatıp kitledim yere usulca çömeldim başımı ellerimin arasına aldım . Gözyaşlarım istemsizce akıyordu , telefonuma bildirim gelmesiyle dikkatim ekrana kaydı.

Devin : Sana güzel haberlerim var bebek ;)

Lainia : Ne oldu ?

Devin : Motorun geldi evimin bahçesinde şuan

Lavinia : Ya tamamen çıkmış aklımdan saol aşkım

Devin : Sen ne zaman geliyorsun kilis'e seni çok özledim

Lavinia : Bende seni çok özledim saat 2 de uçağım var 3 : 30 gibi orda olurum herhalde

Devin : Lavinia hem bak sana burada yakışıklı asker buluruz senin oturacağın evin karşısında da bir asker oturuyor zaten askerlere çevirmenlik yapacaksın çok şansılısın la

Lavinia : Ben kendimle uğraşamıyorum onunla mı uğraşacam devin

Devin : Hatırlatırım sana bu laflarını haberin olsun bebek :)

Lavinia : tamam hatırlatırsam gitmem lazım görüşürüz

Devin : görüşürüz

Oturduğum yerden kalktım ve yatağıma doğru kendimi yüz üstü fırlattım saat 2 olmuş ve ben hala uyumadım . Cips paketini ve kola dolu bardağı yanı başımda ki masaya bıraktım . Kendimi de battaniyenin altına girerek uykunun kollarına bıraktım .

Evet umarım ilk bölümü beğenmişsinizdir iki günde bir veya hergün 600 ile 1500 kelime arası bölüm gelicek ara sıra lavinia ' nın geçmişi ve ailesine olan siniri hakkında bölümler gelicek . Önerilerinizi belirtirseniz sevinirim bu benim ilk kitabım ve bunu bastırmak istiyorum o yüzden eleştirilere açığım belirtirseniz severim lavinia nın dövmesi bu tarz bişi

Yorum ve yıldız atmayanlara karşı ben :

Öldüğünü hissettiğini beyza, sanki ruhun birbirine benziyordu. Bu hayat da ona güvenebilecek, başının omuzuna yaslayabileceği biri yoktu çünkü o yanlız dı bu hayatta kalan en değerli şeyi kaybetmişti babasını kaybetmişti. İkinci şarap şişesini ve üçüncü sigara paketini içiyordu. Küçükken ailesinin sigara içmesinden nefret ederdi babasıysa " insan büyüdükçe dertleri artar ve bunlara ihtiyaç duyar " derdinin ona kızardı ama şimdi onu o kadar iyi anlıyordu ki " ölmeseydi baba o zaman bunlara gerek kalmazsa dertlerinin yapısı için sana sarılırdım o zaman keşke her şey geçerdi " diyordu ağlayarak asla dinmiyordu acısı sanki bıçaklanmış gibi acı çekiyordu ama kimse duymuyordu onu ,babası olsa ona sarılır Minik tüm acıyı taşımadı ama yoktu . "B-baba"; diye bağırarak ağlıyordu çığlıklarını kimse duymuyordu. Ağlaması biraz dayanınca 3. paketin son sigarasını yaktı, berbat durumdaydı. Saate baktığımızda sabahın 7'si görüldü, sigarasını da değiştirerek geçti aynadan kendine baktı gözleri kıpkırmızı, çılgınca hapisten bembeyaz olmuş, ellerinden kopmak ve kıpkırmızı olmuşdu. Göz altlarına baktığında çoğu zaman olduğunu gördü. Üzgün ​​bir gülümseme ile sigarasını verdiklerinin ayrıldığı ve içine çekildi. Dumanını üflediğinde gözleri bal küpü saçlarına kaydırıp yandan örülmüş ve dağılmış haldeydi. Sigaranın sonuna gelindiğinde yatağının yanındaki sehpanın üzerindeki küllüğe atıp söndü. Banyo ya gidip gününü yıkayıp saçlarını taradı, üzerine tatlı ile eşefmon giydi kablosuz kulaklığını, telefonunu ve masrafını alıp dışarı çıktı. Hem biraz yürüyecek hemde de sigara ısındıktan sonra yorulana kadar yürüyecekdi. Evin yakınında ki bakkaldan içeriye girdi. " Bir Winston lacivert " dedi adam ağladı ve gözlerine baktı. Sigara yı uzzattığında beyza alıp hemen çıktı acıyan gözlerden bıkmışdı artık . Beyza dışarı çıktığı gibi sigarasını yaktı. Kulaklığını takıp bozmaya başladı, herkesin sürekli babası ile olan aklını yapabilecekti. Birlikte yemek faaliyetleri, dondurma yiyecekleri, dans ettikleri, dertleştikleri anıları. Bir anda yine ağladığını fark etti . Umursamayıp sigarasından bir nefes daha çekildi. Bir parka gelmişdi beyza bir süre çevrelerine baktı ve saate baktığında dokuza geldiğini gördü. Boş bir banka kaydedildi ve birtane daha sigara yaktı ve büyük bir nefes çektiği elini cebinin cebine attığında eline bir kağıt parçası geldi bu babası ile çekildi fotoğraf ' dı . Göz yaşlarına hakim olamamıştı yine teker teker akıyordu. Korkunç bir durumdaydı sanki burada ama ruhu parçalarının yanında bulunuyorlar. Beyza fotoğrafa bakarken ağlarken yanında bir adam geldi. " İyimisin? " Beyza kartının sesin sahibinin doğru baktığında bir çift yeşil göz ile karşılaştı. " İyiyim " dedi soğuk bir sesle kimseyle konuşacak halde değildi. Genç adam "Oturabilir miyim?" " diye sorduğunda evet anlamında salladı.Genç adamın yüzündeki oranlar ona ve fotoğraflarına bakıldı " Çok sevdiğin birisiydi anlaşılan " dedi yoğun bir sesle. Beyza adama baktı ve " evet " diye kısa bir cevap verdi . Adamın kafasını onaylayan bir biçimde " Konuşmak istermisin " dedi beyza adama doğru akımlar geçirdi ve içinden dertleşmek iyi olabilir belki de zaten bu adamı bir daha nerede görüncem ki içim rahatlar en azından diye içinden geçti. "Olabilir"; dedi ve sigara paketinin içinden bir dal sigara aldı. İstermisin anlamında ürün esnekliği, genç adam bozuntuya çıkışı içinden bir tane sigara aldı. Beyza cebinden çakmağını çalıştıran sigarasını yaktı çakmağı adama doğru yaktı, adam çakmağın ateşine doğru eğildi ve sigarasını yaktı. Beyza adamlarının gözlerine doğru bakmış gözlerinin rengi o kadar yoğun bir yeşildi insan içine çekiyordu.Beyza genç adam ona baktığını fark etti " Ey adam kim " dedi adam. Beyza sigarasından bir nefes daha alarak " Bu hayatta ki en değerli şeylerim sırrım, arkadaşım, kurtarıcım babam... " diye cevap verdi ama kendini zar zor tutuyordu. "Anlamak için senin için zor olmamalı Allah rahmet eylesin" dedi, Beyza adamının gözlerine baktığında mutluluk gerçekten yaşadığını, sahte değildi, farklı değildi, babasına benziyordu samimiyeti. "Teşekkürler, evet zor oluyor en öğelerini desteklemek " dedi."Sana geçer üzülme diyemem çünkü geçmez biliyorum ama bence sen bunun altından kalkarsın " diye hafif bir biçimde yürüyordu babasına o kadar çok benzediğini fark ediyordu ki sanki o babasıymışda onunla derleşiyor gibi hissediyordu. "Doğru doğrusın geçmez ama babama o kadar çok benziyorsun ki onunla konuşuyomuş gibi büyümeleri iyi hissettiriyor " dedi adam ona samimi bir biçimde yürüyor ama acımış gibi değil gerçekten mutlu olmuş gözler öyle söylüyordu gözlerden yalan söylemez. Beyza saate baktığında 10:30'da genç adama doğru baktı ve " Konuşmak iyi geldi teşekkür ederim ama benim artık kalkman gerekiyorsa işe geçeceğim " dedi adam olumlu bir şekilde salladı " görüşürüz " dedi. Sanki tüm üzüntüsünü, acısını çekip gitmiş sanki babasıyla dertleşmişdi ondada böyle olsaydı tüm derdini tasasını çeker alırdı. Banktan ayrılanlar eve doğru yürümeye başladıkça adamların görünümünde da ona baktığında fark etti. Adam yine hiç bozuntuya kaybı el sallama yeni tanıştığı bu defresif kadına, Beyzada ona el salladıktan sonra geri yürüme devam etti. Adamı o kadar sevmişti ki özellikle göz sanki 40 yıldır biliniyormuş gibi bir anda gülümsediğini fark etti hemen gülümsemesini hemen yüzünden sildi. Garipti uzun süredir babası dışında bir erkeğe bu kadar yakın hissetmemişdi. Elini cebine attı sigarasını çıkarttı eli cebinde biraz daha gezdirdi ama çakmağının bulamadığını nerede ki diye düşünürken parkta ki adam da korunuruyo.Birden arkadan bir ses geldi " Bunu mu arıyorsun " Beyza değişiklikleri yine o yeşil gözler ile karşılaştı, eline baktığında çakması ona doğru uzattığını fark etti. "Evet,teşekürler"; diye elinden çakması aldı adama bakarken o yeşil gözlerin onu izlediğini fark etti. "Diyeceğin bir şey mi var? " diye soruyu yöneltti . Genç adam "Hayır yanında durmam için illa bişi demem mi gerek"; dedi yoğun bir sesle .Beyza artık adamın amacının farklı olduğunu düşünmeye başladı ama gözler hiç öyle söylemiyordu sonuçsuzca gözler yalan söylemez diye düşündü "Bana bakma amacın farklıysa bas git uğraşamam" dedi pek kibar olmayan bir biçimde. Adam gülümsemesini bozmadan " Eğer amacım başka olsaydı sorun yaşadıktan sonra ya kahve içmeye çağırırdım yada telefonunuzun gizliliğini bilmezseniz adını bile sormadım " dedi güven verici bir şekilde, alınmamıştı aksine daha mutlu görünüyordudu beyza içinden insanlar nasıl bu kadar mutlu olabiliyordu diye düşündü. "İyi o zaman görüşürüz"; dedi. Genç adam arkasından " neden herkes kendinden uzaklaşıyorsun " diye seslendi .